YAS SÜRECİMİZ

YAS SÜRECİMİZ
Ülke olarak, toplum olarak, bireysel olarak ne kadar uzun bir ‘Yas Süreci’ yaşıyoruz, değil mi? Aklımızın, kalbimizin bir kısmı hala Afet Bölgesinde.. Normalleşme tartışmaları sürerken; herkes bunu ne kadar istiyor ya da başarabiliyor? Tartışılır.. Ailemizden birini, arkadaşımızı veya sevdiğimiz birini kaybetmek hayatta yaşayabileceğimiz en zor deneyimlerden.. Bu sefer yaşadığımız deneyim ise hepimiz için oldukça ağır..
Kayıplar hepimizin farkında olduğu ve kabul ettiği, kabul etmese de belki de kabul etmek zorunda kalacağı bir gerçek… Yaşamın akışında meydana gelen bu kayıplar özellikle aniyse (ani ölüm ) çok güçlü tepkilere sebep oluyor; şok, şaşkınlık, hayal kırıklığı,öfke ve uzun süreli depresyon… Kaybın üzerinden zaman geçtikçe bu tepkilerin azalması ve etkisini yavaş yavaş yitirmesini bekliyoruz. Bu da yas sürecinin başlangıcı oluyor. Sonra da kaybedilen kişi ile ilgili anılarını kucaklamaya çalışıyoruz.
Yas tutma süreci çok bireysel bir deneyim, herkesin süreci birbirinden farklı… Bu deneyim bizim inancımıza, hayat tarzımıza ve baş etme becerilerimize bağlı… Dolayısıyla çok kişisel bir deneyim olduğu için belli bir zamanı ve şekli yok. Bu süreç zaman alır, aceleye gelmez. Bazı kişiler aylar içinde daha iyi hissederken, bazı kişilerin iyi olması yıllar alabiliyor.
Koşullar ne olursa olsun, kendimize karşı sabır ve şefkat göstermemiz ve sürecin doğal akışta gelişmesine izin vermemiz önemli… Yaşadığımız yoğun duyguları bastırmak, yok saymak veya inkar etmek bu süreci sağlıklı bir şekilde yaşayamamamıza ve başka şekillerde hayatımızı etkilemeye sebep olabilir.
Sağlıklı bir yas süreci için;
• Çevremizdeki kişiler ile ölen yakınımız hakkında konuşmak, bu süreci tek başımıza atlatmaya çalışmamak.. Çünkü; çevreden alacağımız destek ölümle baş etmenin en iyi yoludur.
• Hissedilen yoğun duyguları kabul etmek ve ifade etmek, zayıf ve güçsüz görünmekten korkmamak.. Unutmayın yakınını kaybeden herkesin böyle hissetmesi çok normaldir.
• Ağlamaktan, içinizden geldiği gibi davranmaktan korkmamak, kendimize engel olmamak..
• Sabırlı olmak ve yasın uzun bir zaman alabileceğini unutmamak..
• Fiziksel ihtiyaçlarımızı (beslenme, uyku, kişisel bakım) ihmal etmemak, kendimize ve ailemize özen göstermek..
Ayrıca unutmamak gerekir ki; Paylaşmak; güzel şeyleri çoğaltırken, kötü şeyleri azaltır..
Fatmanur AKTAY
REHBER ÖĞRETMEN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir