Biz ebeveynler çocukluk yaşantılarımızın da etkisi altında kalarak, çocuklara sınır koymanın sert, mesafeli, korkutucu olması gerektiğini düşünürüz. Bir kısım ebeveyn sınır koymak ile ilgili bu alışkanlıklardan dolayı sert ve mesafeli bir duruş sergileyerek çocuklarını disipline etmeye çalışırlar, ancak bu sınır koymaktan ziyade sınırı aşmak için bir başarı olarak görülür.
Çocukların sınırlardan hoşlanmadığını düşünebilir, ancak çocukların sınırlara ihtiyaçları vardır. Çünkü çocukların henüz beyin yapıları kendi otokontrollerini sağlayacak kadar gelişmemiş durumdadır. Anlık hazları erteleyip sorumluluklarını yerine getirmelerini, duygularını anlatıp uygun şekillerde ifade edebilmelerini sağlayacak önerileri biz yetişkinlerinin yönlendirmesi ile öğrenmektelerdir. Bu sebeple, sınırlar belirlenmediğinde çocuklar istedikleri olurken mutlu gibi görünseler de, uzun vadede pek çok açıdan zarar görürler.
Sınır konulurken çocuğun duyguları ve ihtiyaçları görülemeli ve anlaşılmalıdır. Görülen ve anlaşılmış hisseden çocuk daha rahat sakinleşir , kendilerini daha rahat ifade ederler ve konulan sınırlara uyum sağlamakta zorlanmazlar. Sınır konulurken çocuğu yargılamak, eleştirmek, reddetmek hatalıdır. Sınırların mutlaka alternatifleri -en az iki- sunulmalıdır. Berbar karar vermek sınırlara uyum sağlamayı daha da kolaylaştırır.
Bu bağlamda biz yetişkinler çocuklarımıza sağlıklı sınır koyma ve kendi otokontrollerini sağlama konusunda yardımcı olmalıyız.
Seda FIRAT
Rehber Öğretmen